MERSİN İLÇELERİ

MERKEZ İLÇELER

      Klasik devirde Klikya olarak adlandırılmış olan Mersin; sırası ile Hititler, Frigler, Asurlular, Persler, Makedonyalılar, Romalılar ve Bizanslıların, XI. yüzyılda Selçukluların, XIV. yüzyılda Karamanoğulları ve Ramazanoğullarının XV. yüzyılda da Osmanlı İmparatorluğunun hâkimiyetine geçmiştir.  Yumuktepe ve Gözlükulede yapılan kazılarda Mersin’in tarihten önceki devirlerden beri önemli bir yerleşme merkezi olduğu anlaşılmaktadır. İl Merkezi Mersin’de bulunan Yumuktepe’de,  1937’de Liverpool Üniversitesi Arkeologlarınca başlatılan kazıda; en alt tabaka olarak “Neolitik Devri” tespit edilmiştir. Kazı çalışmalarının devamı bu yörenin Neolitik dönemden sonra Maden Devri ve Tunç Devri arasına bir geçiş yaptığını göstermiştir. Yumuktepe’deki kalıntılar hemen hemen aynı şekilde Tarsus’taki Gözlükule’de de yer almaktadır.

     Bir süre yörede Etilerin hüküm sürdüğü görülür. Eti Kralı Hattuşil yöreyi imar ve ıslah etmiştir. Daha sonra Asur kralı III. Salomossa’ın ele geçirdiği Mersin yöresi, M.Ö.528 tarihinde İran Hükümdarlığına geçer, M.Ö.527 de yöreyi ve Kıbrıs’ı Yunanlılar ele geçirirler. M.Ö.334 senesinde yöre Büyük İskender’le Makedonyalıların eline geçer.

M.Ö.261-246 da yöreyi Mısır Hükümdarı Batlenios Ogustos zapt eder. M.Ö.70’li yıllarda Romalıların eline geçen Mersin Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılmasından sonra Doğu Roma toprakları içerisinde kalır. 

     İslamiyet’in yayılmasından sonra Halife Osman zamanında Mersin ve civarı Arapların eline geçer. Daha sonra bölge 718 yılında halifeliğin Abbasilere geçmesiyle 853 yılında Sultan Mehdi, yöreyi Abbasi’lere katar. Daha sonra Selçukluların eline geçen yöre bu dönemde kısmi “Haçlı İstilası”na uğrar ve Selçukluların zayıflamasından sonra Karamanoğulları’na geçer.

     Osmanlı Padişahı Yıldırım Beyazıt zamanında yöre Osmanlı idaresi altına girer. I. Dünya Harbinde İtilaf Devletlerinin istilasına uğrayan Mersin, Milli Mücadele ile 3 Ocak 1922’de tekrar Türk hakimiyetine girmiştir. 1924 yılına kadar sırasıyla Adana Vilayetine bağlı bucak, kaza ve liva merkezi iken 1924 yılında müstakil Mersin Vilayetinin merkezi, 1933 yılında Mersin ve İçel Vilayetlerinin birleştirilmesiyle oluşan İçel Vilayetinin merkezi olmuş, 28  Haziran 2002 tarihli Resmi Gazete’de  yayımlanan 4764 sayılı Kanunla da İl’in ismi yeniden Mersin olmuştur.

Akdeniz 

 22.03.2008 tarihli ve 26824 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5747 sayılı yasa gereğince ilimiz merkez ilçesinin 4 ilçeye bölünmesiyle teşekkül etmiş ve Akdeniz Kaymakamlığı 01.07.2008 tarihinde faaliyete geçmiştir. 1994 yılında yapılan yerel seçimlerle il merkezinde Büyükşehir dahilinde alt birim belediyesi olarak Akdeniz Belediyesi faaliyete geçmiş ve  5747 sayılı yasa gereğince ilçe belediyesine dönüşmüş, ilçe sınırlarındaki tüm yerleşim yerleri ve araziler, 6360 sayılı yasa gereğince 01.04.2014 tarihi itibarıyla ilçe belediyesi sınırlarına dahil edilmiştir. 

Mezitli 

 22.03.2008 tarihli ve 26824 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5747 sayılı yasa gereğince ilimiz merkez ilçesinin 4 ilçeye bölünmesiyle teşekkül etmiş ve Mezitli Kaymakamlığı 01.07.2008 tarihinde faaliyete geçmiştir. 1994 yılına kadar müstakil belde belediyesi, 1994 yılında yapılan yerel seçimlerle il merkezinde Büyükşehir dahilinde alt birim belediyesi hizmet vermekte iken  5747 sayılı yasa gereğince ilçe belediyesine dönüşmüş, ilçe sınırlarındaki tüm yerleşim yerleri ve araziler, 6360 sayılı yasa gereğince 01.04.2014 tarihi itibarıyla ilçe belediyesi sınırlarına dahil edilmiştir.

Toroslar 

 22.03.2008 tarihli ve 26824 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5747 sayılı yasa gereğince ilimiz merkez ilçesinin 4 ilçeye bölünmesiyle teşekkül etmiş ve Toroslar Kaymakamlığı 15.07.2008 tarihinde faaliyete geçmiştir. 1994 yılında yapılan yerel seçimlerle il merkezinde Büyükşehir dahilinde alt birim belediyesi olarak Toroslar Belediyesi faaliyete geçmiş ve  5747 sayılı yasa gereğince ilçe belediyesine dönüşmüş, ilçe sınırlarındaki tüm yerleşim yerleri ve araziler, 6360 sayılı yasa gereğince 01.04.2014 tarihi itibarıyla ilçe belediyesi sınırlarına dahil edilmiştir.

Yenişehir 

 22.03.2008 tarihli ve 26824 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 5747 sayılı yasa gereğince ilimiz merkez ilçesinin 4 ilçeye bölünmesiyle teşekkül etmiş ve Yenişehir Kaymakamlığı 01.07.2008 tarihinde faaliyete geçmiştir. 1994 yılında yapılan yerel seçimlerle il merkezinde Büyükşehir dahilinde alt birim belediyesi olarak Yenişehir Belediyesi faaliyete geçmiş ve  5747 sayılı yasa gereğince ilçe belediyesine dönüşmüş, ilçe sınırlarındaki tüm yerleşim yerleri ve araziler, 6360 sayılı yasa gereğince 01.04.2014 tarihi itibarıyla ilçe belediyesi sınırlarına dahil edilmiştir.

ÇEVRE İLÇELER

Anamur

    Geçmişi antik çağlara uzanan ve sırasıyla Kizuvatlalılar, Hititler, Asurlular ve Perslerin egemenliği altına giren Anamur, İ.Ö.333’te Büyük İskender’in doğu seferi sırasında Makedonya Krallığına bağlanmış, bu dönemden sonra kentin adı “Anemurium” olarak anılmaya başlanılmıştır. “Anemurium” antik kaynaklara göre “Rüzgarlı Burun” anlamına gelmektedir. İ.Ö. I. yy.da Roma, daha sonra da Bizans egemenliğine giren Anamur, Bizanslılar zamanında yeniden inşa edilmiştir. Selçuklu hükümdarı Alaaddin Keykubat’ın, Ertokuş Bey’i kıyı şehirlerinin alınmasına memur etmesiyle, 1228’de Selçukluların, daha sonra da Karamanoğullarının ve Osmanlı İmparatorluğunun idaresine geçen Anamur, zaman zaman kaza merkezi olmuşsa da 1869 yılında kesin olarak ilçe olmuştur.

Anadolu’nun Akdeniz’de en güney uzantısı olan Anamur, doğuda Bozyazı İlçesi, batıda Antalya iline bağlı Gazipaşa ilçesi, kuzeyde Karaman iline bağlı Ermenek ilçesi, güneyde Akdeniz ile çevrili olup, 1.241 km² yüzölçümüne sahiptir. Anamur, Akdeniz ve subtropikal bitki ve meyvelerinin yetiştirilebildiği mikroklima özelliğine sahip, tabii güzelliklerle dolu, yaylalar, ormanlar, mağaralar ve su kaynakları açısından zengin bir ilçedir. Büyükşehir sınırlarındadır.

Aydıncık

    Antik çağda Kelenderiş-Gilindire olarak bilinen şehir, Kıbrıs’a yakın bölgelerden biri olması ve doğal liman avantajına sahip Kelenderis antik çağda önemli bir liman kenti idi. Finikeliler zamanında kurulduğu tahmin edilen Kelenderis’de Pers, Selefkes, Roma, Bizans, Müslüman Arap, Selçuklu, Karamanoğlu ve Osmanlı devleti dönemleri yaşanmıştır. İlçede yapılan kazı çalışmalarından elde edilen bulgulara göre yerleşim tarihi Hititler dönemine kadar uzanmaktadır.

    İlçede Roma dönemine ait tiyatro, anıt mezar, hamam, su kemeri, kaya, mezarları bulunmaktadır.

    1461 yılında bölge Osmanlı Devletine katılmıştır. 1867’de İçel Sancağı Karaman Vilayetine bağlıydı. Bu dönemde İçel Sancağının kazaları Anamur, Mut, Silifke ve merkez Gilindire olan Gülnar idi. 1900’lü yılların başında Gilindire Adana Vilayetine bağlı bir ilçeyken 9 Mart 1912’de ilçe merkezi Gülnar’a taşınmış ve 27 Mayıs 1916’da Gülnar İlçe olmuş ve Gilindire bu sıfatını kaybetmiştir. İlçenin ismi 1965 yılında Aydıncık olarak değiştirilmiştir. 1972 yılında belediye kurulmuş ve 1987 tarihinde Aydıncık yeniden ilçe olmuştur. İlçe Büyükşehir sınırlarındadır. 


Bozyazı 
    Antik Çağda NAGİDOS adıyla anılan  Bozyazı’ nın tarihi çok eski dönemlere kadar uzanmaktadır. Sisamlı Nagidos tarafından M.Ö. 5. yüzyılda kurulduğu sanılan Nagidos, bugünkü Paşabeleni olarak bilinen tepenin üzerindedir.
    Hakkında çok az bilgiye sahip olduğumuz kentten günümüze Paşabeleni tepesinin zirvesine yakın yerlerdeki surlar kalmıştır. Mersin Üniversitesi Arkeoloji Bölümünün çalışmaları iki yıldır yaz aylarında sürdürülmekte olup, tamamlandığında tarihe ışık tutacaktır.

    İlçe tarihte Hititler, Asurlar, Lidyalılar, Persler, Romalılar, Memlükler, Abbasiler, Selçuklular ve Osmanlılar hükümranlığında kalmıştır. İlçenin Osmanlı Hakimiyetine geçişi Fatih Sultan Mehmet zamanında Karamanoğulları Beyliği Osmanlı Hakimiyetine dahil etmesiyle Osmanlı topraklarına kalmıştır.

    Bozyazı İlçesi adını İlçenin ilk yerleşim yeri olan Gürlevik yöresinin güneyindeki ovanın sulu tarım yapılmadan önce halk tarafından “Çorak düzlük” anlamında “Boz alan” , “Bozova”, “Bozyazı” şeklinde isimlendirmesinden almıştır.

       Anamur İlçesine bağlı kasaba iken 1987 yılında çıkartılan kanunla ilçe haline gelmiştir. İlçe Büyükşehir sınırlarındadır.

Çamlıyayla

     Tarsus İlçesine bağlı Namrun Beldesi, 09/05/1990 tarih ve 3644 sayılı kanunla Tarsus İlçesinden ayrılarak, 27/08/1991 tarihinde Çamlıyayla adıyla fiilen ilçe statüsüne kavuşmuştur.

İlçenin yüzölçümü 811 kilometrekare olup, yüksekliği şehir merkezinde 1.100, yukarılara çıkıldıkça 1.400 metreyi bulmaktadır. İlçe kuzeyden Ulukışla–Niğde, kuzeybatıdan Ereğli-Konya, batıdan Mersin, doğu ve güneyden Tarsus ilçesi ile çevrilidir. İlçe Büyükşehir sınırlarındadır.

Erdemli

    Erdemli; Mersin İline 37 Km. Silifke İlçesine 47 Km. mesafede Akdeniz’in kenarında kurulan ve 1954 yılında ilçe olmuş bir yerleşim yeridir.

    Erdemli adının nerden geldiği kesin olarak belli değildir. 15.Yüzyılda İç Anadolu’dan geldiği sanılan “Erdem oğulları” adındaki bir Türkmen beyi aşiretinin adından alındığı belirtilmektedir.

Erdemli; Hititler, Selefkoslar, Romalılar, Bizanslılar, Mısırlılar, Karaman oğulları ve Osmanlılar devrini yaşamıştır. Zengin tarihi geçmişi göstermektedir ki Erdemli birçok uygarlığın beraber yoğrulduğu bir yerdir.

İlçenin kurtuluş savaşında ayrı bir yeri vardır. 9 Şubat 1920 de Yağda Bucağının merkezi olan Kel oluk (Güzel oluk)’ta medrese bilgini Mehmet Emin Hoca ve arkadaşı Ahmet Refik Bey, Kuvay-ı Milliye’yi kurmuşlar, savaşta ihtiyaç duyulan silah, para, yiyecek ve giyecek gibi lojistik desteklerin sağlanmasında öncülük etmişlerdir.

1953 Yılına kadar köy olan Erdemli, Silifke İlçesine bağlı küçük bir yerleşim yeri iken, 01 Haziran 1954 tarihinde Silifke’nin Yağda Bucağı ile Mersin’e bağlı Elvanlı Bucağının birleştirilmesiyle ilçe olarak kurulmuştur. İlçe Büyükşehir sınırlarındadır.


Gülnar

    Çevreden elde edilen eski eserlerden Gülnar’ın tarihinin Etiler’e kadar uzandığını görmekteyiz. Etilerden sonra çevreye Asurlular hakim olmuştur. Kısa sürelerde de İran ve Mısırlıların egemenliğinde kalan  Gülnar’da daha sonra Romalılar hüküm sürmüştür. Gülnar’ın bugünkü ahalisi 1230 yılında Orta Asya’dan göç ederek bu çevreye yerleşen Türkmenlerdir. Obaların ilk yerleştikleri yerler Zeyne (Sütlüce) ile Mut arasında kalmaktadır. Daha sonra obaların çeşitli kolları Gülnar’ın değişik yerlerine yayılmışlardır.

İlçenin adının yörük beylerinden Yahşi Bey’in kızı Gülnar Hanımdan geldiği söylenmektedir. Yörüklerin(Oğuzlar) Orta Asya’dan çıkıp bugünkü Zeyne(Sütlüce)’ye gelişleri sırasında Yahşi Bey Araplar tarafından öldürülünce Gülnar Hanım babasının yerine geçerek, obasını Toroslar’a çekmiştir. Türkmenler, ilk defa yerleştikleri yer olan Anay Pazarı diye bilinen şimdiki Gülnar beldesini beğendiklerinden Yahşi Bey’in kızı olan Gülnar Hatun’un adını vermişlerdir.

    Gülnar 1461 tarihinde Fatih Sultan Mehmet’in Komutanlarından Gedik Ahmet Paşa tarafından Osmanlı İmparatorluğuna katılmış, 1916 tarihinde ise ilçe olmuştur. İlçe Büyükşehir sınırlarındadır.

Mut

     Abbasi Halifelerinden Harun Reşit zamanında 786-809 tarihleri arasında şehir Müslümanların eline geçmiştir. 11.yy.da Selçuklu boyu olan Yörük Beyleri Mut ve yöresinin yönetimini ellerine geçirmişlerdir. Selçuklular dağıtıldıktan sonra Karamanoğullarının eline geçen yöre 1466 yılında Fatih Sultan Mehmet’in vezirlerinden İshak Paşa zamanında Osmanlı topraklarına katılmıştır. İshak Paşa Mut Kalesini yeniden onarmış ve günümüze kadar bu haliyle gelmiştir. I.Dünya savaşı sonunda İtalyanların işgal bölgesine düşen Mut fiilen işgal edilmemiş, işgal edilmemiştir. İlçe Büyükşehir sınırlarındadır.

Silifke

    M.Ö. 7. yy. şimdiki Taşucu Beldesinin yerinde Erekler tarafından kurulan Holmi kenti korsanların devamlı baskın ve yağma yapmaları nedeniyle gelişme ortamı bulamayarak zayıflamaya ve çökmeye başlamıştır.

    Büyük İskender’in komutanlarından ve Suriye Krallığının kurucusu olan Selefkos Nikator, Holmi şehrinin zayıf durumunu fırsat bilerek kolayca yönetimine geçirmiş, halkını da şehir olmayan en uygun yer olarak beğendiği Silifke’nin şimdiki yerleştirmiştir. Böylece M.Ö. 3.yy.da Silifke şehri kurulmuş, adına da Selefkos’un şehri anlamına gelen Selefkiya denilmiştir.

    Daha sonra Romalıların eline geçen Silifke, Romalıların ikiye parçalanmasıyla Bizanslıların eline geçmiş 12.yy.da Silifke kısa süre Ermeni krallığının yönetimine girmiştir.

     13.yy.da Konya Selçuklularının eline geçen şehir 14.yy.da Karamanoğlullarının yönetiminde kalmış, 1471 yılında yöre Gedik Ahmet Paşa tarafından Osmanlı Devletinin topraklarına katılmıştır.

    Silifke 1869 yılında İçel Sancağının merkezi oldu. 1919’da bağımsız sancak haline getirilmiş, 1924 yılında yeni kurulan İçel İlinin merkezi yapılmış, 1933 yılında Mersin ve İçel illerinin İçel İli olarak birleştirilmesi ve Mersin’in yeni İçel İlinin merkezi olmasıyla birlikte  İçel İlinin ilçesi olmuştur.  İlçe Büyükşehir sınırlarındadır.

Tarsus

    Tarsus’un ilk yerleşimi 6000 yıl önce Neolitik çağa rastlamaktadır. Tarihi incelendiğinde sırası ile Fenikeliler, Asurlular, Persler, Makedonyalılar, Romalılar, Ramazanoğulları, Memluklular ve Osmanlı medeniyetlerinin hakimiyet sürdüğü anlaşılmaktadır.

    Binlerce yıllık tarihinde çeşitli medeniyetler üzerinde gelip geçmesine rağmen bir Amerikalı ziyaretçinin ifadesi ile dünyada adı değişmeden devam eden kentlerden biri Tarsus’tur.

    Osmanlı imparatorluğu zamanında yönetim bakımından Adana’ya bağlı olan Tarsus 1832 yılında Mısır Valisi Mehmet Ali Paşanın oğlu İbrahim Paşa kontrolüne geçer. 1839 yılında tekrar Osmanlı İmparatorluğu idaresi altına alınan Tarsus yeniden Adana Vilayetinin kazası olur.

    Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan sonra 1933 yılında İçel İline bağlanır. İlçe Büyükşehir sınırlarındadır.

Etiketler: , , , , , , , , , , , , ,